Son yıllarda bir çok ülke vergi sistemlerini yeni ekonomik gelişmelere uyum, vergide adalet, vergi rekabeti, basitlik, etkinlik ve verimlilik ilkeleri çerçevesinde yeniden yapılandırmışlardır. Bir çok ülke ise aynı amaçlar doğrultusunda yeniden yapılanma çabası içerisindedir. Ülkemizde de ekonomik program hedeflerinin gerçekleştirilmesi, kamu finansmanı probleminin azaltılması ve ekonominin kalıcı bir iyileşme sürecine taşınabilmesi amaçları gözardı edilmeksizin, diğer ülkelerdeki gelişmeler de dikkate alınarak, vergi kanunlarının yeniden düzenlenmesi gerekliliği doğmuştur. Bu çerçevede yapılan düzenlemelerin en kapsamlıları 4783, 4842, 5024, 5035, 5228 ve 5281 sayılı Vergi Kanunlarında değişiklikler yapan kanunlardır. Özellikle 4783 sayılı kanun ile yapılan değişiklik sonucunda gelirin saptanmasında “kaynak teorisi”ne tekrar dönülmüştür. Buna göre, bir gelirin vergiye bağlı tutulabilmesi, Gelir Vergisi Kanununun 2. maddede sayılan gelir gruplarından birine girmesine bağlıdır.