1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu, verginin konusuna giren unsurları bina, arsa ve araziler olmak üzere 3 ana başlık altında ele almıştır. Kanununda, yapıldığı madde ne olursa olsun, gerek karada gerek su üzerindeki sabit inşaatların hepsinin, bina tabirinin içinde yer aldığı, Vergi Usul Kanunu’nda yer alan bina mütemmimlerinin de bu kapsamda değerlendirileceği hüküm altına alınmıştır. Binaların vergilemesinde geçici bir süre için yapılsa bile şantiye binaları ile sabit olma özelliği taşımayan binalar vergi kapsamında yer almamaktadır. Bina haricinde; Türkiye sınırları içinde bulunan arazi ve arsalar da Arazi Vergisine tabi bulunmaktadır. Bilindiği üzere Arsa “Belediye sınırları içinde belediyece parsellenmiş arazilerdir”. Araziler ise kanunda 3 ana grup altında ele alınmaktadır. Bunlar; Kıraç arazi, Taban arazi, Sulak arazi. Kıraç arazi; bariz olarak civardan yüksekte bulunan meyilli ve sulanamayan arazileri, Taban arazi, yağışların ve akarsuların toplandığı, genellikle düz veya düze yakın meyilde, fena drenaj şartlarındaki arazileri, Sulak arazi ise, kıraç ve taban arazi grubundan sulanmaları mümkün olan arazileri ifade etmektedir. Yukarıda belirtilen bina ve arazilerin vergilendirilmesi esas olmakla birlikte, bu esasın bazı istisnalarda bulunmaktadır. Bu istisnaların ilki yeni yapılan meskenlerle ilgili bulunmaktadır. Bu tür mesken olarak kullanılan bina veya apartman dairelerinin 50.000 liradan az olmamak üzere vergi değerinin 1/4 ü, inşalarının sona erdiği yılı takip eden bütçe yılından itibaren 5 yıl süre ile geçici muafiyetten faydalandırılmaktadır. Bu binaların, bina apartman ise dairelerin, mesken olarak kullanılması şartıyla, satın alma veya sair suretle iktisap olunması halinde de yukarıdaki muaflık hükmü kalan süre için uygulanmakta, binanın, bina apartman ise dairenin, kısmen veya tamamen mesken olarak kullanılmaması halinde ise bu binaya veya daireye tanınmış bulunan muafiyet bu halin vuku bulduğu yılı takip eden bütçe yılından itibaren düşmektedir.