Bağımsız İdari Otoriteler veya Düzenleyici Denetleyici Kurumlar olarak adlandırılan kurumlar 1990’lı yıllardan itibaren hukukumuzda yer almaya başlamıştır. Bu kurumların denetim ve gözetim görevleri, yapıları, aldıkları kararlar, yaptırım uygulayabilme yetkileri gibi nitelikleri bunları merkezi yönetim kapsamındaki kamu kurumlarından ayırmaktadır. Çeşitli ekonomik sektörlerin regülasyonu ile görevlendirilen kurumların gelirleri ise 5018 sayılı Kanun’da yer aldığı üzere ayrı bir sınıf içindedir. Devlet bütçesinden aldıkları pay dışında bu kurumların kendi kuruluş kanunlarında düzenlenen gelirleri de bulunmaktadır. Çalışmada bu konu Sermaye Piyasası Kurulu özelinde değerlendirilmiştir. Bu doğrultuda kurulun gelirlerinin hukuki niteliğinin netleştirilebilmesi için 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun ilgili 130’uncu maddesi mali yükümlülük kavramı bakımından incelenmiştir.
Institutions called as Independent Administrative Authorities or Regulatory & Supervisory Institutions have started to take place in our law since 1990s. Their features such as supervisory duties, structures, decisions, and sanctioning powers differ them from public institutions under central government. The revenues of the institutions charged with the regulation of various economic sectors take part in a separate class, in the Law No 5018. Apart from the share they have from the State Budget, these institutions also have income arising from their own establishment laws. In the article, this issue is evaluated specific to Capital Market Board. In order to clarify the legal nature of such Board’s income, 130th article of the Capital Market Board Law No 6362 is examined from the point of fiscal obligations.