I- GİRİŞ Dünya ekonomisindeki küreselleşme, rekabet şartlarının ağırlaşması ve son yıllarda baş gösteren navlun krizi Türk donatanlarını sıkıntıya düşürmüştür. Türk donatanları da çareyi ya elverişli bayrak ülkelerine ya da ikinci sicil uygulayan ülkelere gitmek suretiyle, bu ülkelerin sağladığı avantajlardan yararlanmakta bulmuşlar, bu durum ise milli gemi filomuzun küçülmesine neden olmuştur. 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 839. maddesine müsteniden, 01.01.1957 tarihinde yürürlüğe girmek üzere, Gemi Sicili Nizamnamesi ile Trabzon, Samsun, Zonguldak, İstanbul, Bandırma, Çanakkale, İzmir, Antalya, Mersin ve İskenderun limanları nda birer gemi sicil dairesi tesis olunmuştur. Milli Gemi Sicili olarak adlandırılan ve yaklaşık 42 yıl denizcilik sektörüne yön veren bu sicil 21.12.1999 tarihi ile birlikte koltuğunu Türk Uluslar Arası Gemi Sicili ile paylaşmaya başlamıştır. 4490 sayılı Türk Uluslararası Gemi Sicili Kanunu, ile; denizcilik sektörünün, gelişmesini sağlamak ve ülke ekonomisine katkısını artırmak amacıyla, İstanbul’da özel bir gemi sicili oluşturulmuş, bu bağlamda yabancı gemi adamı çalıştırılması ve vergilendirme konusunda bazı kolaylıklar getirilmiş ve özellikle Türk vatandaşlarına ait olup da diğer ülkelerin gemi siciline kayıtlı gemi ve yatlar ile başka ülkelerin ağır vergi yükü, sorumluluk ve sınırlamalardan kaçmak isteyen yabancılara ait gemi ve yatların bu özel sicile tescil edilmeleri amaçlanmıştır. Kanun ile getirilen tonaj üzerinden vergileme sistemi ile uluslararası deniz taşımacılığı yapan sektör mensuplarının üzerindeki vergi yükünün rekabet ettikleri yabancı ülke sicillerine kayıtlı armatörlerin tabi oldukları vergi yüklerine eşitlenmesi, yaklaştırılması amaçlanmıştır. 1999 yılında çıkarılan 4490 sayılı Kanun ile denizcilik sektörünün rekabet gücünün arttırılması amaçlanmış olmasına rağmen bu Kanun’dan sonra dahi yeterli sayıda geminin ülkemiz filosuna kaydolmadığı görülmüştür. Panama, Liberya gibi küçük ülkeler kendilerine kaynak sağlamak amacıyla kolay sicil imkanı sağlamakta, bu durum armatörlerin de yararına olduğundan, armatörlerin kendi ülkelerindeki vergi yükünden kurtulmak amacıyla sicil kayıtlarını, 4490 sayılı Kanun’un uygulamaya girmesinden sonra da, bu sicillere kaydırdığı görülmektedir. Şu an Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıt olmuş gemi sayısı 597 adet olup, bu sicil ile ülkemizin ilk yirmiye dahi giremediği, bunun nedenleri incelendiğinde ise, uygulamada ikinci sicil yapan ülkelerin sağladığı kolaylıkların Türkiye’de henüz sağlanamadığı ortaya çıkmaktadır.