ÇEVREYE DUYARLI BİR FİNANSAL ARAÇ TÜRÜ OLARAK YEŞİL TAHVİLLER
İklim değişikliğinin tüm dünyayı etkilediği ve bu durumla global çapta mücadele edilmez ise yıkıcı sonuçları olacağı artık aşikar. Konu sadece devletler ve hükümetlerin değil, özel sektör şirketlerinin de ajandasında yer almak zorunda. Küresel danışmanlık şirketi Pwc’nin 24. Küresel CEO anketine göre üst düzey yöneticilerin %30’u iklim değişikliğinin şirketlerinin büyümesini olumsuz yönde etkileyeceğini düşünüyor oluşu da bu duruma işaret ediyor. Yine aynı ankete göre işletme ile ilgili hangi konunun daha fazla raporlanması gerektiği sorusuna yöneticiler % 43 oranında “çevresel faktörler” yanıtını vermiş. Ayrıca Fortune 500’de yer alan dünyanın en büyük şirketlerinin % 8’inin de kendilerine orta ve uzun vadede “sıfır karbonu” hedef olarak koyduğu biliniyor.
Yeşil Tahviller
Tahvil, devletin ya da özel sektör şirketlerinin borçlanarak orta ve uzun vadeli fon sağlamak üzere çıkarttıkları borç senetleridir. Tahviller halka arz edilerek veya halka arz edilmeksizin satılabilir. Kamu borçlanma aracı dışındaki tahvillerin ihraç ve halka arzı için bunların Sermaye Piyasası Kurulu’na (SPK) kaydettirilmesi gereklidir.
Sürdürülebilir büyümenin finansmanında kullanılmak üzere uluslararası tahvil piyasalarında ihraç edilen menkul kıymetlere ise Yeşil Tahvil (Green Bond) deniliyor. Bu tahvillerle elde edilen fonlar yenilenebilir enerji yatırımları, enerji verimliliği (enerji depolama, akıllı şebekeler, merkezi ısıtma vs.), su yönetimi, atık yönetimi, yeşil bina, temiz ulaşım (karbon emisyonun azaltımına yönelik elektrikli ya da hibrid ulaşım araçları için alt yapı yatırımları) ve geri dönüşümlü ambalaj ile dağıtım projeleri gibi alanlarda hayata geçirilen yeşil altyapı adı verilen projelerin hayata geçirilmesi için finansman kaynağı olarak kullanılıyor. Yine kamu yararı güdülen sağlık, eğitim gibi alanlara ilişkin yatırımlar da bu kapsamda değerlendirilebiliyor.
Yeşil tahvil ihracındaki borçlanma faizinin normal tahvil ihracındaki borçlanma oranlarından az da olsa daha düşük olması ve keza borçlanma vadelerinin daha uzun olması ihraçcılara önemli avantaj sağlayabiliyor.
Nitekim, Bloomberg BNEF’in verilerine göre, 2020 yılında ihraç edilen toplam 305,3 milyar dolarlık yeşil tahvil ihracı ile yeşil tahvil piyasasının oluşmaya başladığı 2007 yılından bu yana toplamda dünya çapında kümülatif 1 trilyon dolarlık yeşil tahvil ihracı gerçekleştirilmiş durumda. 2020 yılında 51,1 milyar dolarlık toplam değerle en çok yeşil tahvil ihraç eden ülke Amerika Birleşik Devletleri, onu 40,2 milyar dolarla Almanya ve 32,1 milyar dolarla Fransa izliyor.
Yeşil tahvillerin sağladığı faydaları kısaca özetleyecek olur isek;
- Daha düşük faiz oranları ve uzun vade ile finansman imkanı
- Yatırımcıların risk ve getiri dengelerini çevresel faktörlere göre planlaması, dolayısıyla öngörülebilirliğin artması
- Fon kullanımlarının düzenli raporlanmasına bağlı olarak risk ölçümünün diğer sabit getirili menkul kıymetlere göre daha şeffaflaşması
- Artan kurumsal yönetim sayesinde yatırımcı güveninin yükseltilmesi.
- Temennimiz, başta küresel ısınma, iklim değişikliği, çevresel tahribat ve küresel servetin gelecek nesillere aktarılması gibi tüm dünyayı ilgilendiren problemlerin çözümü adına son derece değerli olan ve pozitif ayrımcılığa tabi tutulması gereken bir finansman aracı olan yeşil tahvillerin daha da yaygınlaşması.
Son söz : Doğa ile savaş halindeyiz, kazanırsak kaybedeceğiz.