BANKACILIK SEKTÖRÜNE ALTERNATİF FİNANSAL KURUM VE ARAÇLARA İHTİYAÇ GİDEREK ARTIYOR
Bankacılık sektörünün karşılaştığı riskler genel olarak; piyasa riski, kredi riski, likidite riski, faiz oranı riski, döviz kuru riski ve operasyonel risk başlıkları altında toplanmaktadır. Bankaların ana faaliyet konusu ile doğrudan bağlantısı olan kredi riski ise, banka müşterilerinin yapılan kredi sözleşmesi çerçevesinde kullanmış oldukları kredilere istinaden üstlendikleri anapara ve faiz ödeme yükümlülüklerini kısmen veya tamamen yerine getirmemeleri durumunda bankanın karşılaşacağı risk olarak tanımlanmaktadır.
Bankalar, geri ödenemeyen kredilere istinaden,bunları sorunlu alacaklar olarak bilançolarının aktifinde takipteki alacaklar hesabına aktarmakta, tahsil edememe riskine istinaden karşılık ayırmakta ve yasal takip sürecine girişmektedirler.
Takipteki alacak seviyesinin artışı ise bankaların risk seviyesini artırmakta ve bu risklerin takibinde kullanılan takipteki alacak oranı,sermaye yeterlik oranı, likidite oranı, öz kaynak karlılığı ve aktif karlılığı gibi temel rasyoları olumsuz yönde etkilemektedir. Buna bağlı olarak da bankanın verebileceği kredi hacmi düzeyi, dolayısıyla da reel sektöre aktarılacak finansman kaynağı azalmakta ve ekonomik aktörler negatif bir yatırım-üretim-tüketim atmosferine maruz kalmaktadırlar.
2020 Yılının İlk Yarısında Takipteki Kredi Tutarı
Türk bankacılık sektörünün vermiş olduğu kredilerin ne kadarının takibe alındığı incelendiğinde ise 2020 yılının ilk yarısında takipteki kredilerin (brüt) tutarının 151 milyar TL’yeulaştığı ve bunun toplam kredi hacminin % 4,6’sına tekabül ettiği görülmektedir.