Vergi Usul Kanunu’nun 367’nci maddesinde, vergi kaçakçılığı suçlarına münhasır olmak üzere mütalaa şartı bulunmaktadır. Mütalaa ile somut olayda vergi kaçakçılığı suçunun oluşup oluşmadığı, fiil ile fail arasında illiyet bulunup bulunmadığı hakkında yargı ,makamlarına teknik bilgi verilmesi ve böylece mükelleflerin yersiz şekilde itham edilmelerinin önlenmesi amaçlanmaktadır. Kural olarak, ceza muhakemesi suç şüphesiyle başlamasına rağmen, vergi kaçakçılığı suçları için şüphe yeterli olmayıp kamu davasının açılması, mütalaa şartının gerçekleşmesine bağlıdır. Vergi ceza hukukunda mütalaanın varlığı da yokluğu da önemli sonuçlara yol açmaktadır. 1951’den bugüne uygulanmakta olan mütalaa şartı, idarenin bir kurumu tarafından verilmesi nedeniyle objektif olmadığı, bazı anayasal ilkeleri ihlâl ettiği, son dönemde yapılan kanun değişikliklerinin kurumun amacıyla çeliştiği gibi gerekçelerle Türk vergi yazınında eleştirilere konu olmaya devam etmektedir.
Article 367 of the Tax Procedure Law includes a Legal Opinion that is exclusive to tax evasion crimes. The legal opinion aims to provide technical information to the judicial authorities on whether the crime of tax evasion has occurred in the concrete case, whether there is a causal link between the act and the perpetrator, and thus to prevent taxpayers from being unjustly accused. As a rule, although criminal procedure law begin with suspicion of a crime, suspicion is not sufficient for tax evasion crimes and the opening of a public prosecution depends on the fulfilment of the legal opinion condition. In tax criminal law, both the presence and absence of legal opinion lead to important consequences. The legal opinion requirement, which has been in effect since 1951, continues to be the subject of criticism in the Turkish tax literature on the grounds that it is not objective because it is given by an institution of the administration, that it violates some constitutional principles, and that recent changes in the law contradict the purpose of the legal opinion.