Günümüzde ticari hayatın karmaşıklığına ve ekonomik koşulların değişkenliğine bağlı olarak, bir mal ve hizmetin bedelinin asıl muhatabı dışındaki kişi ya da kurumlar adına fatura edilmesi ve daha sonradan bunlar tarafından, yapılan gider ve harcamanın gerçek anlamda ilgilisine aktarılması durumlarıyla sıkça karşılaşılmaktadır. Bu şekildeki bir uygulamanın nedeni özel anlaşmalar olabildiği gibi, yanlış fatura düzenlenmesi yahut (daha ziyade holdingler bünyesinde) giderlerin dağıtımı veya holding adına alınan bir krediden, topluluk bünyesindeki grup şirketlerin yararlandırılması da olabilmektedir. Yönetim, organizasyon ve iştirak gibi nedenlerle birbirleriyle ortak hareket eden grup şirketleri arasında tek elden yapılan, ancak diğer grup şirketlerinin bir kısmını yada tamamını ilgilendiren masrafların ilgililerine dağıtılması hususu ile grup şirketlerinden birinin elde ettiği bir imkanın (finansman temini gibi) diğer şirkete ya da şirketlere aynen aktarılmasının katma değer vergisi yönüyle değerlendirilmesi ve uygulama şekli mükellefler, kamu idaresi ve yargı organlarınca farklı değerlendirilmiştir. Bu yazımızda masraf yansıtmalarının katma değer vergisi karşısındaki durumu, Maliye Bakanlığı’nın düzenleme ve uygulamaları ile Danıştay’ın konuya yaklaşımı çerçevesinde ele alınacaktır.