TARİH ARALIĞI

Başlangıç Tarihi
Seç
Bitiş Tarihi
Seç

ARANACAK KRİTER

Kriter Seçin
Makale Başlığında

ARANACAK KELİME

Örnek “vergi mevzuatı”

31.07.2020

KATMA DEĞER VERGİSİ’NDE ORAN AYARLAMASI: “2812 SAYILI CUMHURBAŞKANI KARARI”

Katma Değer Vergisi’nde Oran Ayarlaması: “2812 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı”

Yunus Emre Ülkü*

Bu köşe yazısında, temel olarak 31.07.2020 tarihli ve 31202 sayılı T.C. Resmî Gazete yayımlanan 2812 Karar Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı (“2812 sayılı Karar”) ele alınmaktadır. “2812 sayılı Karar” ile seçili mal ve hizmetlere yönelik Katma Değer Vergisi (KDV) için 31.12.2020 tarihine kadar (bu tarih dahil) etkili olacak şekilde, oran ayarlaması (indirimi) yapılmaktadır (bkz. Ek 1).“2812 sayılı Karar”, özellikle sağlık, iktisadi ve mali bakımdan toplum ve vatandaşlar için büyük bir zorluk oluşturan COVID-19 Salgını[1] ve sonrasında, bir bütün olarak Türkiye ekonomisine yansıyan (ve yansıyacak) etkileri (çoğunlukla gelir kayıplarını)nispeten elimine etmek/yeni vergi(leme) kaynağı yaratmak amacıyla, yukarıda belirtilen tarihe kadar etkili olacağı planlanan ve mali yönü ağır basan bir karar olarak okunabilir.Bununla birlikte,Ek 1’de örtük olarak belirtilen (ve bununla doğrudan ve/veya dolaylı bir biçimde ilintili olan)çeşitli mal ve hizmet sektöründe[2] faaliyet gösteren iktisadi karar birimlerinin davranışı, pozitif yönlü olarak etkilenmek istenmektedir. Böylelikle, COVID-19 Salgını’ndan doğrudan ve/veya dolaylı bir biçimde etkilenen sektörler ile hanehalklarının iktisadi faaliyetlerine destek sağlanması amacının güdüldüğü belirtilebilir.

Bu oran ayarlaması ile ağırlıklı olarak reel sektör için COVID-19 Salgını döneminde cılız kalan talebi canlandırabilmek ve bu dönem öncesinde ilişkili olan sektörlerin iktisadi faaliyet düzeyini yakalama sürecini hızlandırabilmek, zımni olarak istenmektedir. Böylece, bu oran ayarlaması yoluyla, bu yılki iktisadi büyümeye (reel GSYH’ye), sınırlı olarak katkı yapılacağı öngörülmektedir. Ancak, daha geniş perspektifle, tüm ekonomiler için bu yılın sonuna doğru ikinci bir salgının yaşandığı bir senaryo olursa (bu konuda bkz. OECD, 2020), çoğu durumda birçok sektör, geçici bir süre için iktisadi faaliyetlerini durdurulabilir ve daha sıkı finansal koşulların bir araya gelmesiyle birlikte, iktisadi ve mali bakımdan bunalım içerisine girebilir[3]; bunlar sonucunda da hükümetlere olan güven kaybı azalabilir ve önemli ölçüde kısa dönemli iktisadi bozulmaya ve iş kayıplarına bağlı olarak sosyal anlamda da huzursuzluk çıkabilir ve dolayısıyla, bunları telafi etmek, sanılanın aksine, güç olabilir. Bununla birlikte, halk sağlığı durumumun iyileşmesine bağlı olarak, iktisat faaliyetler eski düzeyine dönecek olsa da; iktisadi karar birimlerinin ağırlıklı olarak COVID-19’dan kaynaklanan yaşadığı gelir kayıpları ve bunun sonucunda borç yüklerinde artış görüleceği, ihracat büyümesinin cılız kalacağı, turistlerin ülke içerisine yaptıkları ziyaretlerin azalması nedeniyle turizm sektöründe istihdam olanağının azalacağı ve böylece, iktisadi toparlanmanın kademeli olarak gerçekleşeceği öngörülmektedir. Bunun nedenleri; jeo-politik belirsizliklerin ön plana çıktığı Türkiye’de ve ülke ekonomisinin dışsal şoklara maruz kaldığı, makroekonomik temellerin yüksek enflasyon, döviz kuru oynaklığı, oynak sermaye hareketleri ve bankacılık sisteminin bazı kısımları için aşırı miktarda hızlı kredi büyümesine bağlı olarak ortaya çıkan finansal riskler nedeniyle kırılganlık yaşamasına bağlanabilir. Elbette, bunlardan bazısı, devletin şarta bağlı (koşullu) yükümlülüklerini arttırmakta etkili olmakta ve bu nedenle, ülkenin risk primi ve dış borçlanma maliyetlerinin daha yüksek bir seviyeye çıkmasına da katkıda bulunmaktadır (OECD, 2020: 322). Bu bağlamda mali, parasal ve finansal politikaların şeffaflığı ile güvenilirliği güçlendirilerek; kırılganlık taşıyan makroekonomik temellerinin ele alınıp ülkenin dışsal şoklara yönelik kırılganlığının azaltılmasına yardımcı olunabilir.

Öte yandan, işletmeler ile ağırlıklı olarak ücret geliriyle geçinenlerin COVID-19 Salgını’ndan kaynaklanan zararını minimize etmek, oldukça hayati bir önem sahiptir. Ancak, örneğin Türkiye ekonomisi için COVID-19 Salgını’ndan kaynaklanan iktisadi ve mali zorlukların büyüklüğü ve Türk hükümetin şirketlere yardım etmek ve istihdam kayıplarını sınırlamak amacıyla ilave önlemler aldığı dikkate alındığında, bu salgının mali maliyeti daha da yüksek olabilir (EC, 2020: 147). Bu bakımdan, politika yapıcıların COVID-19 Salgını ve sonrasında mali, parasal ve sosyal sigorta araçları da dahil olmak üzere imalat, hizmet ve perakende sektörlerini desteklemek amacını güderek uygulayabileceği politika setinin içeriği, oldukça önem taşımaktadır; “2812 sayılı Karar”, nispeten bunlarla ilişkilendirilebilir. Hatta devam eden süreçte, örneğin majör hanehalkları ve işletmelerine ait tüketim kalemlerindeki KDV istisna ve muafiyetleri, vergi getirilerini sınırlayan temel bir unsur olarak kabul edilirse, KDV ve ÖTV gibi harcamalar üzerinden alınan vergiler için önemli ölçüde değişiklik yapılması gerekebilir. Böylece, “2812 sayılı Karar” ve benzeri yasal düzenlemeler yoluyla, yukarıda belirtilen mali etkiler sınırlı olarak giderilebilecek, kayıt altına alınmayan iktisadi faaliyetlerinin de önüne geçilebilecektir. Fakat, bu yasal düzenlemelerin içeriği bakımından bütüncül bir çerçevede kurgulanması, daha genel bir yaklaşımla, ülke ekonomisi için etkin bir kamu geliri ve harcaması politikası üretilebilmesi bakımından bir ön şart olarak kabul edilebilir.

Sonuç olarak, “2812 sayılı Karar”la; çoğu durumda (i) COVID-19 Salgını’ndan kaynaklanan iktisadi ve mali etkilerin sınırlı olarak ortadan kaldırılması, (ii) bu dönemde zayıf kalan talebin canlandırabilmesi, (iii) kapsanan mal ve hizmet sektörleri için –düşük bir oranda olsa bile– yeni vergi(leme) alanının yaratılması ve (iv) kayıt dışında kalan iktisadi faaliyetlerininönüne geçilebilmesinin istendiği ve böylece,  bu yılki iktisadi büyümeye, sınırlı olarak katkı yapılacağı örtük bir biçimde anlaşılmaktadır. Elbette, daha geniş bir perspektiften bakıldığında, bu ve benzeri düzenlemelerin,bunların etkileşim alanı belirlendikten sonra, örneğin Türkiye’ye özgülenmiş ticaret politikası, sosyal ve işgücü piyasası politikası, finansal ve para politikaları da dahil olmak üzere diğer politika araçları ile büyük ölçüde uyumlu olmasının gözetilmesi ve daha yakından takip edilmesi gerekmektedir.

 

 

Referanslar

European Commission. (May 2020), European Economic Forecast: Spring 2020, Directorate-General for Economic and Financial Affairs, Institutional Paper, Luxembourg, ISSN: 2443-8014 (online).

OECD (June 2020), OECD Economic Outlook, Volume: 2020, Issue 1: Preliminary version, No. 107, OECD Publishing, Paris, ISBN: 978-92-64-70061-1 (pdf).

T.C. Gelir İdaresi Başkanlığı, “KDV Oranları”, https://www.gib.gov.tr/node/108756, Erişim Tarihi: 31.07.2020.

T.C. Resmî Gazete, İstatistik Pozisyonlarına Bölünmüş Türk Gümrük Tarife Cetveli (Karar Sayısı: 1951), Yayımlanma Tarihi: 30.12.2019, Sayı: 30994 (1. Mükerrer),https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2019/12/20191230M1-1.pdf.

T.C. Resmî Gazete, Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranlarının Tespitine İlişkin Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar (Karar Sayısı: 2812), Yayımlanma Tarihi: 31.07.2020, Sayı: 31202, https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2020/07/20200731-4.pdf.

Voyvoda, Ebru ve Yeldan, A. Erinç. (Mayıs 2020), “COVID-19 Salgının Türkiye Ekonomisi Üzerine Etkileri ve Politika Alternatiflerinin Makroekonomik Genel Denge Analizi”, COVID-19 ve Toplum: Salgının Sosyal, Beşeri ve Ekonomik Etkileri, Sorunlar ve Çözümler konulu Proje kapsamında TÜBİTAK–SOBAG tarafından Desteklenen Çalışma, No: 120K541, Ankara.

 

 

 

 

 

EK 1.KDV İçin Oran Ayarlaması: “2812 sayılı Karar” Perspektifi

 

Kapsanan Mal ve Hizmetler

 

Hariç Tutulanlar

Oran Ayarlaması (%)

İşyeri kiralama hizmetleri

-

8

Kongre, konferans, seminer, konser, fuar ve lunapark giriş ücretleri

-

8

Düğün, nikah, balo ve kokteyl salonlarında verilen organizasyon hizmetleri

 

 

Berberlik ve kuaförlük hizmetleri ile güzellik salonunda verilen hizmetler

-

8

Terzilik, giyim eşyası ve ev tekstil ürünlerinin onarım ve tamiratı

-

8

Ayakkabı ve deri eşyalarının onarımı ile ayakkabı boyama hizmetleri

-

8

Kuru temizleme, çamaşırhane, giyim eşyası ve diğer tekstil ürünlerini ütüleme hizmetleri

-

8

Halı ve kilim yıkama hizmetleri

-

8

Bisiklet, motosiklet ve motorlu bisikletlerin bakım ve onarımı

Malzemeler

8

Evde kullanılan elektrikli cihazların (örneğin buzdolabı, fırın, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, fırın ve klima gibi) bakım ve onarımı

Malzemeler

8

Tüketici elektroniği ürünlerinin (örneğin televizyon, radyo, kompakt disk (CD)/dijital çok yönlü disk (DVD) oynatıcıları, ev tipi video kameralar gibi) bakım ve onarımı

Malzemeler

8

Evde kullanılan ısıtma ürünlerinin (örneğin termosifon, şofben, banyo kazanı ve kombi gibi) bakım ve onarımı

Merkezi ısıtma kazançları ve kapsananların malzemeleri

8

Ev ve bahçe gereçlerinin bakım ve onarımı

Malzemeler

8

Mobilyaların ve ev döşemelerinin bakım ve onarımı

Malzemeler

8

Bilgisayarların, iletişim araç ve gereçlerinin, saatlerin bakım ve onarımı

Malzemeler

8

Müzik aletlerinin bakım ve onarımı

-

8

Çilingir ve anahtar çoğaltma hizmetleri ile hamallık hizmetleri

-

8

Motorlu kara taşıtlarının yağlanması, yıkanması, cilalanması hizmetleri ile bunlara ait olan koltuk ve döşemelerin bakım ve onarımı

Malzemeler

8

Hanehalkına (hane sakinlerine) verilen konut bakım, onarım, boya ve temizlik hizmetleri

Malzemeler

8

Birinci sınıf lokanta ruhsatı ya da işletme belgesine sahip olan yerler ile üç yıldız ve üzeri oteller, tatil köyleri ve benzeri tesislerin bünyesindeki lokantalarda ve2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı kapsamında olmayan diğer tüm yerlerde sunulan yeme-içmeye ilişkin (mal ve) hizmetler

Bu yerlerde sunulan (mal ve) hizmetlerin alkollü içeceklere isabet eden kısmı

8

Yolcu taşımacılığı hizmetleri

-

8

Fasıl 6’daki süs bitkileri ile çiçek teslimleri (a)

(a)

8

Sinema, tiyatro, opera, operet, bale ve müze giriş ücretleri

-

1

‘Gazino, açık hava gazinosu, bar, dans salonu, diskotek, pavyon, taverna, birahane, kokteyl salonu ve benzeri yerler hariç olmak üzere kahvehane, kır kahvesi, çay bahçesi, çay ocağı, kıraathane, kafeterya, pastane, ayakta yemek yenilen yerler, yemeği pakette satan veya diğer şekillerde yemek hizmeti sunan yerler, lokanta, içkili lokanta, kebapçı ve benzeri yerlerde (birinci sınıf lokanta ruhsatı ya da işletme belgesine sahip olan yerler ile üç yıldız ve üzeri oteller, tatil köyleri ve benzeri tesislerin bünyesindeki lokantalar hariç) verilen hizmetler’ dahilindeki yeme-içmeye ilişkin (mal ve) hizmetler

-

1

Otel, motel, pansiyon, tatil köyü ve benzeri konaklama tesislerinde sunulan geceleme hizmeti (b)

-

1

Notlar: (a) Burada, şu gıda maddeleri kapsanmamaktadır: hindiba bitkisi ve kökleri (0601.20.10.00.11 ve 0601.20.10.00.12), köklendirilmemiş çelik ve daldırmalar (0602.10), meyveleri veya sert kabuklu meyveleri yenilen ağaçlar, çalılar (aşılı veya aşısız) (0602.20), mantar miselleri (0602.90.10.00.00), ananas fidanı (0602.20.20.00.00), sebze ve çilek fideleri (0602.90.30.00.00). Ancak Fasıl 6’daki süs bitkileri ile çiçek teslimleri, 30.12.2019 tarihli ve 30994 (1. Mükerrer) sayılı T.C. Resmî Gazete’de yayımlanan 1951 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’na göre kapsanmaktadır.(b) 1618 sayılı Kanun hükümlerine göre T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığından işletme belgesi almış seyahat acenteleri tarafından müşteriye aktarılan geceleme hizmet tutarı ve bu hizmete ilişkin aracılık bedellerine de konaklama tesislerinde verilen geceleme hizmetlerinin ait olduğu oran uygulanır. Konaklama tesislerinde geceleme hizmetinden yararlanmayanlara verilen tüm hizmetler ile geceleme hizmetiyle beraber verilen ancak ayrıca belgelendirilen ya da geceleme hizmetine ait belgede ayrıca fiyatlandırılan hizmetler bu sıra kapsamında yer almamaktadır. Ancak geceleme hizmeti kapsamında verilmesi ve geceleme bedeline dahil edilmesi mutat olan diğer hizmetler bu sıra kapsamında yer almakla birlikte bu şekilde belirlenen geceleme bedeli içinde sunulan alkollü içeceklere ilişkin yüklenilen KDV tutarları, hizmeti sunanlar tarafından indirim konusu yapılamaz.

 

 

* Yüksek Lisans Öğrencisi, Ankara Üniversitesi, S.B.E., Ekonomi ve Mâlî Piyasalar Anabilim Dalı, Ankara/Türkiye, ynsulku@hotmail.com, ORCID ID: orcid.org/0000-0003-0674-9592

[1] Örneğin Avrupa Komisyonu (EC), Mayıs ayının başlarında, 2020 yılı iktisadi büyüme rakamlarını; dünya ekonomisi için –%3.5’e, Avrupa Birliği (AB) için –%7.4’e, ABD için –%6.5’e ve AB’ye aday bir ülke olan Türkiye için –%5.4’e düşürmüştür (EC, 2020: 195). Bu rakamlar, senaryoya bağlı olmak kaydıyla, örneğin Türkiye için farklı kurum ve çalışmalarında önemli ölçüde dalgalanma göstermektedir. Bu kapsamda, Türkiye ekonomisinin, küresel değer zincirlerine yüksek entegrasyonu ve en ağır etkilenen sektörlerden ikisi olan turizm ve ulaştırmaya olan bağımlılığı nedeniyle, özellikle COVID-19 Salgını etkisine maruz kalacağı ve 2020 yılı iç talep ile uluslararası ticarette belirgin bir düşüşün ardından, kalıcı bir belirsizlik ve zayıf işgücü piyasasının 2021’de toparlanmanın gücünü azaltması beklenmektedir (EC, 2020: 146).

[2]Ek 1’de kapsanan mal ve hizmetlerin beraberinde sunulan malzemeler, KDV’ye ilişkin oran ayarlaması kapsamında değildir. Başka bir ifadeyle, “2812 sayılı Karar” ile hariç tutulan malzemeler, diğerlerine ilaveten, hangi KDV oranına tabi tutulmuşsa, o orandan vergilendirilmeye devam edilecektir.

[3] COVID-19 Salgını’nın 2020 yılı için Türkiye ekonomisi üzerine beklenen etkilerine ilişkin yapılan son dönemdeki bir çalışmada (Voyvoda ve Yeldan, 2020); (i) COVID-19 Salgını’na yönelik kısıtlamaların ilk-anlık ekonomik etkileri bakımından yıllıklandırılmış olarak yaklaşık %28 ile GSYH’da ve yaklaşık %23 ile de işgücü istihdamında bir azalma olacağı, (ii) işsizlik oranının (2019 yılı ortalamasına göre) yaklaşık %34’e (ya da yaklaşık 11.7 milyon kişiye) yükseleceği, (iii) istihdamdaki gerilemeye bağlı olarak hanehalkı harcanabilir gelirlerinin de 2019’a görece olarak %46.5 düşeceği, (iv) COVID-19 Salgını karşı alınan önlemler kapsamında, toplam ihracat gelirlerinde yaklaşık %28 skorunda bir kayıp yaşanacağı ve ithalat talebinin yaklaşık %29.5’e düşeceği, (v) kapsanan yıl için sektörel bazda reel üretim ve istihdam kaybının, sırasıyla konaklama ve yiyecek hizmetleri için yaklaşık %55.7 ve %54.2; turizm sektörü için yaklaşık %51.5 ve %45.0 ve hava yolu taşımacılığı sektörü için ise yaklaşık %47.7 ve %47.3 skorunda gerçekleşeceği (bu en yüksek skorlara sahip olan 3 sektörün sektörel bazda özel tüketim harcamaları ile ihracatının yaklaşık %61.1 oranında azalacağı öngörülmektedir), (vi) kamu (yalnızca vergi) gelirinin, azalan iktisadi faaliyetlerinin sonucuna bağlı olarak ve 2019 yılına göre yaklaşık %48.7 oranında azalacağı (ya da yaklaşık 328 milyar Türk Lirası düzeyinde gerçekleşeceği) ve son olarak (vii) bütçe açığının 2019 yılı fiyatlarına göre yaklaşık 274,6 milyar Türk Lirası’na ulaşacağı ve bu artışın kamu politikalarının etkinliği açısından en önemli engel olmasıyla birlikte, mali politika alanının daraltabileceği sonuçlarına ulaşılmaktadır.